24 Aralık 2012 Pazartesi


 


http://neselioyuncaklar.blogspot.com/2012/12/4-hediye-cekilisim.html

Neşeli oyuncakların blogunda harika bir hediye çekilişi var. Bir bakın derim........ 



10 Eylül 2011 Cumartesi

BERFU :)



Yokluğumu hiç farkeden olmadı kimse beni özlememiş :( AMAAAAAAA çok önemli işler yaptım dostlar. Kızım Ankarada güzel sanatlar lisesi için sınavlara hazırlanıyordu. Son 3 haftadır çok yoğun günler geçirdik ve önümüzdeki birkaç haftada aynı yoğunlukta devam edecek. Çünkiiii kızım çok şükür Çanakkale Güzel Sanatlar Lisesi Müzik bölümünü kazandı. Gerçekten çok mutluyuz.
 Çanakkale hakkında bilgiye ihtiyacım var Nerede kalınır en önemlisi. İlk etapta pansiyon veya apart düşünüyorum çünki çok az zamanım var haftaya okul açılacak. Bu şehir değişikliği beni çok korkutuyor. Umarım halledebilirim. Dualarınızı ve bilgi paylaşımlarınızı bekliyorum Sevgi ve sağlıcakla kalın 
Bu güzel kızda Berfu :)

1 Eylül 2011 Perşembe

BAYRAM HEDİYESİ

Beyin öyle bir güçtür ki..
Kafadan geçen her düşüncenin bir talep olduğuna inanıyorum...
iyi şey ister güzel şeyler düşünürseniz cevabı aynen öyle gelir ,
Ama hep korku ve kuşkuyla yaşarsanız aynen bunları da çağırırsınız.
Trafik kazasından korkan insanlar hep kazaya uğrarlar. Eğer siz korkuyla yola çıkar ve hep bunu beyninizde kurgulayıp etrafa negatif enerji yayarsanız mutlaka şoföre kaza yaptırırsınız ama arabayı siz kullanıyorsanız ve böyle korkularınız varsa eğer sakın araba kullanmayın...
Çocuğuna aşırı korumalı ana ve babalarının çocuklarına hep bir şeyler olur yani biri bir taş atsa bile gelir sizin çocuğunuzun kafasını bulur o zaman siz şunu düşünürsünüz "onu kollayıp korumasam hep başına olumsuz şeyler geliyor.
Neden acaba ? Bu tıpkı (yumurtamı tavuktan çıkar, yoksa tavuk mu)'yu andırmıyor mu?
Öyle mutsuz bir toplum olduk ki birbirimize günaydın diyemiyoruz, bir araya geldiğimizde hep olumsuz olaylar konuşuyoruz, biri bize nasılsın dese iyiyim demeye korkar olduk, işler nasıl deseler, derhal şikayet etmeye ve her şeyin kötü ve daha da kötüye gittiğini söylüyoruz, hastalıklarımızdan ve ölümlerden bahsediyoruz yani dostlarla da sohbetin güzelliği , keyfi kalmadı.
Hep para olmadığından yakınıyoruz sanki bunu soran bizden para isteyecekmiş gibi. Aynen devam edin, neyi YOK diyorsanız, onu YOK etmeye devam edin, sürekli şikayet edip etrafa olumsuz ve zavallı görünerek her şeyin
bereketini kaçırın, ayrıcada bu kadar mızırdanma sonunda dostlarınızı da kaçırdığınızı fark edeceksiniz.
Sürekli param yok diyen insanlar paralarının bereketini öyle kaçırırlar ki bir gün gelir birde bakarlar gerçekten paraları bitmiş ama bu bitiş ani çıkan hesapta olmayan mecburi harcamalarda olabilir, sağlığa harcanması gereken miktarlar da olabilir.
Hep hastayım diyen insanlar mutlaka hasta olurlar beyin şartlanmaya görsün hangi hastalıktan korkup, çağırıyorsanız size onu getirir.
Allah zaten verilen nimetlere şükretmesini bilmeyen kullarından bu nimetleri bir müddet sonra almaya başlar.
Çevrenize bakın örneklerni çok göreceksiniz.
Gelin bundan sonra Nasılsın diyenlere
ÇOK İYİYİM ÇOK ŞÜKÜR demekle işe başlayın.
Öyle bir toplum olduk ki karşımızdakini yargılamaktan sevmeye zaman bulamıyoruz.
Oysa her yaşta sevgiye ihtiyacımız var.
Sevgi sunulmazsa sevgi değildir.
Neyi severseniz sevin ama içinizde yoğun sevgi duyguları olsun.

Birisine sevginizi söylediğinizde hareketlerle bunu pekiştirdiğinizde ona öyle güzel bir enerji yollarsınız ki, onun mutluluğunun enerji şeklinde size geri dönüşünden
aldığınız pozitifi başka hiçbir şeyde bulamazsınız.
Yeni bebeği olmuş bir anne eğer sıkıntıları varsa veya olumsuz bir kişiliğe sahipse lütfen en olumlu olduğunda bebeğini kucağına alıp onu çıplak tenine deydirsin.
Eğer bebeklerinizin huzurlu ve sağlıklı bir bebek olmasını
istiyorsanız onu sakin kavgasız gürültüsüz ve pozitif birortamda büyütmeye çalışın, Kızgınken, sinirliyken kucağınıza almamaya çalışın ve ona sınırsız sevginizi gösterin.
Öpün koklayın ve bilin ki bu günler çok çabuk geçecek ve
bilin ki çok çabuk büyüyorlar.
Bazı anne ve babalar çocuklarını çok sevdikleri halde bunu ifade edemez ve gösteremezler.

Neden ?
Ne zaman göstereceksiniz?
Tanrı'nın verdiği bu armağana sevgiyi en güzel şekilde göstermemiz bir şükür ve teşekkür değil mi ?
Beyin öyle bir güçtür ki ,
insan beyin gücünü kullanarak isterse kendini felç de edebilir, öldürebilir de, kanserini de yenebilir.
Yeter ki beynini şartlandırabilsin.
Beynimizde yaklaşık 13 milyar civarında sinir hücresi
vardır. Her bir hücre yaklaşık 7.3 kilo voltluk enerji açığa çıkarır.
Pratikte mümkün değil ama teorikte beyindeki tüm sinir hücrelerinin aynı anda enerjilerini saldığını varsayalım, yaklaşık 350 milyon kilo voltluk bir enerji açığa çıkar ki bu da büyük bir metropolün tüm elektrik ihtiyacını
karşılayacak güce sahiptir.
Size tıp kitaplarına girmiş bir olayı anlatmak istiyorum,
"Et taşımaya yarayan soğutuculu bir tren, temizlenmek için bir istasyonda duruyor..
İşçiler vagonları temizlemeye başlıyorlar, işçinin biri bir vagonu temizlerken diğer işçi o vagonu boş sanıp kapısını dışardan kilitliyor..
Biraz sonra tren hareket ediyor, ve bir durak sonra et almak üzere bir istasyonda duruyor.
Kapalı kalan işçinin vagon kapısı açıldığında işçinin
donarak öldüğü görülüyor.
Fakat bir bakıyorlar ki, vagonun ısısı normal ısıda yani dondurucuya geçirilmemiş.
Ama kapalı kalan işçi bunu bilmediği, donarak öleceğini sandığı için beyin aynen donmanın şartlarını hazırlayarak,
donmanın tüm belirtilerek göstererek vücudunu buna uyduruyor."..
Yani beyninizi olumlu şeylere kanalize edin .
Bazı insanlar vardır, hep konuşurken daha yaşasam
1-2 sene daha yaşarım diye konuşup sık sık bunu
tekrar ederler ve kendilerine adeta bir ölüm zamanı belirlerler.
Ben bu laftan çok korkarım ,eğer bunu inanarak söylerlerse beyinlerini öyle bir şartlarlar ki , öyle bir kurgularlar ki gerçekten dedikleri zamanda ölürler.
Bu yüzden kaç yaşında olursanız olun hep bir hedefiniz ve hayalleriniz olsun ki uzun yaşayabilesiniz.
İnsan hayal ettiği müddetçe yaşarmış.
Ne doğru bir laf değil mi?
Dün bitti. Dünün tekrarı yok aynı rüyalar gibi.
Yarın, hiç bilmiyoruz, iyi şeylerde olabilir kötü de .
Ama şu anımı biliyorum,ayağım kırık bu yazıyı yazıyorum ama eşim yanımda çocuklarım sağ ve ben bu yüzden dünyanın en mutlu insanıyım ve yarınımı da bilmediğim için bu anımı en iyi, en keyifli ve en pozitif şekilde
değerlendiririm.
Bilmediğim bir geleceği düşünerek de bu anımı zehir edemem.
Siz de böyle yapın ve hayatınızı birbirine karıştırmamak kaydıyla 3'e bölün.
Dün, bugün,yarın diye...
Biz ani stresleri çok severiz.
Çünki ani streste vücutta Adrenokortikotrop hormon (ACTH) artar ve hafıza, algılama, enerji süper olur.
Yani bu hormon strese karşı vücudun bir sigortasıdır.
Ama siz bu stresi kısır döngüye çevirirseniz yani sürekli beyninizde kurarsanız, hep bunu düşünürseniz, gelen olumlu şeylerin hepsi geri gider.
Yani unutkanlıklar, enerji kayıpları, isteksizlikler, migren, mide-bağırsak şikayetleri, uykusuzluklar, beyin tümörler, tansiyon iniş-çıkışları, vücudun muhtelif yerlerinde uyuşmalar, mutsuzluk, hatta depresyon ,kalple ilgili
şikayetler ve kansere zemin hazırlamış olursunuz.
Bunları kendinize niye reva göreceksiniz ki ?
Akıllı, kontrollü ve olumlu olmak yeterli.
Eğer büyük bir strese girdiyseniz kendinize hobiler bulun, yani kafanızı dağıtın.
Başka işlere kanalize olun ki stres yaratan faktörün etkisi az alsın veya sevdiğiniz, sizi mutlu eden şeylerle uğraşın.
Bunları da yapamıyorsanız dua edin, duaların insanlarda yarattıkları mistik etki onların pozitiflenmesini sağlar.
Ben evde sokakta bile hep iyilik diler ve hayır için dua ederim...
Saygılarımla,
Prof. Yıldız Batırbaygil

26 Ağustos 2011 Cuma

BAYRAM TATİLİ













Dini ve milli bayramlarımız insanlarımız için çok önemlidir. Bu günlerde her canlının sevilmeye, hatırlanmaya ihtiyacı vardır.

Bakımevlerinde kalan kedi, köpek gibi canlıların da beslenmeye, suya ihtiyacı oldugu unutulmamalıdır.


Hayvansever vatandaşlarımıza da Ramazan Bayramı süresince fırsat buldukları zaman içinde belde, ilçe ve illerindeki barınakları ziyaret etmelerini öneriyoruz.


Her bayramda, Türkiye'deki bakım evlerinin yüzde 98'inde nöbetçi personel olmadığı için kedi ve köpekler günlerce aç, susuz bırakılıyorlar.


Tatilde kimseye ulaşmak mümkün olmuyor. Aç susuz hayvanlar karşısında çaresiz kalıyoruz.'


BASININ DESTEĞİNE İHTİYACIMIZ VAR

EVET, KiMLER BAYRAMDA TEL KAFESLER ARKASINDAKİ HAPİS CANLARA ZİYARETE GİDECEK? 


Bu yazıyı mail kutuma geldiği gibi yayınladım. Ancak belirtmek istediğim bir konu var. Ben barınak denen bu ilkel ve ne idüğü belirsiz kuruma kesinlikle ve kesinlikle karşıyım sevgili komşularım. Oralar barınak falan değil ölüm kamplarıdır. Hapisanedir. Üstelik hiç suçu olmayan meleklerin tıkıldığı bir hapisane. Hasta ve bebekler bakılsın sonra alındıkları yere bırakılsın diye başlar ve her önümüze geleni alıp tıktığımız bir yere dönüşür kimse ilgilenmez açlık, susuzluk ve hastalıktan perişan olurlar. Uzun yıllar barınakta gönüllü çalışmış biri olarak bu iş her iki taraf içinde çok kötü koşullarda devam eder. Neyse o zaman neden paylaştın diyebilirsiniz. Var olan bi yeri yok sayamayacağım için paylaştım benim karşı olmam sonucu değiştirmiyor nede olsa.........

21 Ağustos 2011 Pazar

YARDIMMMM :)

Bana youtube videolarını bloga nasıl koyulacağını gösteren arkadaşın kırk yıl ...kölelik de neymiş??? arkadaşa bir kahve ısmarlarım, anlaşırız :) bide blogunuzun sağına soluna koyduğunuz ama ben bi türlü beceremedim bu blog hayvan dostudur, vb... gibi resimli şeyler var ya nasıl koydunuz onları yardım lütfennnnn

20 Ağustos 2011 Cumartesi

SIDIKA'YA YUVA LÜTFENNN :(

Sıdıka sahibinin ve oğlunun allerji!!!! problemi yüzünden yeni yuva arayışına girilen bir dünya güzeli. Belki sizin evde belki de bir yakınınızın evinde bu güzelliğe yer vardır. Ne dersiniz geri kalan ömrünü bi daha hiç ev değiştirmek zorunda olmadan onunla geçirmeye?

19 Ağustos 2011 Cuma

Susuyorlar, acıkıyorlar SÖYLEYEMİYORLAR :(

Bu tatlı çocuk, dün kızımı önkayıt yaptırmak için gittiğimiz Çanakkale Güzel Sanatlar Lisesinden dönerken konakladığımız cafede hiç sorgusuz gelip masamızı şereflendirdi ve çantamın üzerine kuruldu. Kedilerin ve köpeklerin hayvanları sevenleri taaaa uzaktan tanımak gibi (gönül gözlerinin açık olması) bir öngörüleri var. Alıp getirecektik o kadar sevimliydi ki ama cafenin kedisiymiş kardeşleri de varmış biz görmedik. Çok sevildiğini görünce içimiz rahatladı kocayla. Ne güzel böyle işletmeler çok çok çoğalır inşallah. Bazı yerlerde garsonların kovalamasına sinir oluyorum. Ve bir daha asla asla gitmiyoruz oraya.

Hava gerçekten dayanılmaz sıcak. Lütfen onlar için kapımızın önüne 1 kap mama, 1 kap su koyalım ve her gün değiştirelim lütfen. Kuşlar da gelip içebilsin, fazla derin olmasın çünkü yavru kediler ve kuşlar içine düşebilir. Tüm hayvan dostlarına sevgilerrrr. :))